Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki dört ayaklı minare önünde katledilen Baro eski Başkanı Tahir Elçi'nin eşi Türkan Elçi, Yaşanılanların unutulacağı ihtimali nedeniyle bugün yarına taşımak istediğini ifade ederek, ''Beni yazmaya iten neden, unutmaya itirazımdır'' dedi.
Uzun yıllar Türkçe öğretmenliği yapan, eşi Tahir Elçi'nin öldürülmesinden sonra başladığı hukuk eğitimini tamamlayarak avukatlığa başlayan Türkan Elçi, eşi Tahir Elçi'nin Dört Ayaklı Minare’nin altında öldürülmesinden sonra verdiği mücadele ile tanındı. Türkan Elçi, Tahir Elçi adına bir vakıf kurarak vakfın başkanlığını yapıyor. Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı, hukuk ve insan hakları kültürü konularındaki çalışmalarının yanı sıra, düzenli olarak “Kırık Saat” adlı edebiyat ve düşünce dergisini yayımlıyor.
Yazdığı 'Mavi Karga' romanını okuyucularına imzalayan ve söyleşi düzenleyen Türkan Elçi, romanıyla ilgili gazetemizin sorularını yanıtladı. Mavinin özgürlüğü çağrıştırdığı için kitabının başlığını 'Mavi Roman' olduğunu söyleyen Türkan Elçi, ''Mavi Karga ve yerde yatan kadın yaşadıkları mağduriyet üzerinden ortaklıkları söz konusu olduğu için aynı mekânda buluşuyorlar. Mağduriyetlerin insanları ortaklaştırdığına tanık olduğumuz sayısız olay var.Beni yazmaya iten asıl sebep unutmaya itirazdır. Yaşadıklarımızın unutulacağı ihtimali bile beni ürkütüyor bu sebeple bir eserle bugünü yarına taşımak istedim. Bu inançla yazdım diyebilirim'' dedi.
Ayrımcılığın yaşandığı dönemden esinlendi
Elçi, Mavi Karga romanını üç yılda yazdığının altını çizerek, ''Sanatçının eseriyle mesaj vermeye çalıştım demesi pek doğru olmayabilir. Mesaj vermekten daha ziyade, okurun eserden ne anladığı önemlidir. Her okur okuduğu eserden kendince bir sonuç çıkarır. Alegorik eserlerin amaçlarından biri de anlatmaya çalıştıkları dönemin atmosferini yansıtmaya çalışmak. Mavi Karga da ayrımcılığın, hak ihlallerinin yaşandığı dönemden esinlenmiş bir eser. Yani döneme ayna tutmaya çalışmış bir eser dersek mübalağa yapmış sayılmayız. Ne yazık ki acılar insanları çoğu kez buluşturabiliyor. Gönül isterdi ki acı dışında da bir araya gelebileceğimiz sebeplerimiz olsun. Tüm temennimiz bu yönde.''
Sanat toplumsal dinamiklerden beslenir
Türkan Elçi, romanının politik olduğunu onaylayarak, ''Evet politik bir roman olduğu çok açık. Politik sanattan genellikle kaçınılan bir dönemi yaşıyoruz. Fakat, politik sebeplerle öldürülüyorsak, hayatın her alanını politik yaşıyorsak doğal olarak yaptığımız sanat da politik atmosferden münezzeh olamıyor. Yaşadığım haksızlığa uğrama hissi yazma sürecimi daha da derinleştirdi. Bu bir tercihten ziyade zorunluluk halini alıyor, çünkü sanat toplumsal dinamiklerden beslenir. Kargalar aleminde yaşanan adaletsizlik, hukuksuzluk, veya kuşun durmaksızın üzerinde uçtuğu savaş sonrasındaki yıkık şehrin manzarasını sadece bir coğrafyaya özgüleme yanılgısına düşmemek gerekir. Romanda anlatılan haksızlıklar, adaletsizlikler, yıkımlar evrensel ölçekli problemlerdir.
Yazmaya devam edeceğim
Her türlü haksızlığa karşı şiddetten uzak, barışçıl mücadeleye inanan biri olduğunu anlatarak, ''Evet, Mavi Karga benim mücadele anlayışımı yansıtıyor. Bundan haksızlığı kabul etme sonucu çıkarılmamalıdır. Barışçıl yöntemlerle, hak talep etmek emek ve sabır isteyen bir mücadele yöntemidir. Şiddet olayları ses getirebilir fakat sonuca bakmak gerekir. Önemli olan eldeki kazanımlar veya kaybettiklerimizin kıyasıdır. Yaşamın kutsallığı her kutsalın üzerinde bir yere sahiptir. İnsanın hayatına mal olabilecek, zarar verici her mücadele yöntemi kanımca reddedilmelidir'' diye konuştu.
Elçi, son sözlerini de, ''Evet yazmaya devam edeceğim. İkinci eser olarak bir aksilik çıkmazsa şiir kitabımı yayımlayacağım'' diye tamamladı.